Türkiye Ekonomisi ‘Skimpflasyon’ ve ‘Shrinkflasyon’ Dönemine Mi Giriyor?

Türkiye Ekonomisi ‘Skimpflasyon’ ve ‘Shrinkflasyon’ Dönemine Mi Giriyor?

Türkiye’nin yüksek enflasyon sorununun ardından, ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez’in belirttiğine göre “skimpflasyon” ve “shrinkflasyon” terimleri gündeme geldi. Skimpflasyon, üreticinin ürün kalitesini düşürmesini ifade ederken, shrinkflasyon ise ürün gramajının azaltılması anlamına gelmektedir. Gıda ürünlerinde özellikle sıkça görülen bu durum, nihai tüketiciler için büyük bir sorun teşkil etmektedir.

Eğilmez tarafından yazılan “Enflasyonla İlgili Tartışmalar” başlıklı yazıda, ürünler üzerindeki enflasyon etkisinin azaltılmasına yönelik yapılan uygulamaların iktidara fayda sağladığı ancak tüketicilere zarar verdiğinden bahsedilmiştir. Enflasyonun genel olarak fiyat düzeyinin sürekli olarak artması olarak tanımlandığı ve dünya genelinde bir tehdit oluşturduğu belirtilmiştir. Gelişmiş ülkelerdeki enflasyon seviyesinin ise (ortalama yüzde 4 civarında) düşük olmasına rağmen bu ülkeler için yüksek kabul edildiği vurgulanmıştır.

Enflasyonla mücadelede en önemli faktörlerden biri enflasyon ataletidir. Bu durum, enflasyonun belirli bir düzeyin altına indirilememesi durumunu ifade etmektedir. Enflasyonu düşürmek için yapılan politikalara rağmen, insanların geçmiş enflasyon beklentilerini sürdürmeleri nedeniyle enflasyonun direnç göstermesi ve aynı seviyede kalması söz konusu olabilmektedir. Türkiye’de yaşanan enflasyon ataleti dönemi, 1970’lerin sonundan 2001 krizine kadar devam etmiştir. Bu tür enflasyonun çözümü, olumlu gelecek beklentileri yaratarak insanların yaşam standartlarını iyileştirmekten geçmektedir.

Skimpflasyon ve shrinkflasyon gibi farklı enflasyon görünümleri günümüzde artmaya başlamıştır. Skimpflasyon, ürün içeriğinde yapılan değişiklikler sonucunda aynı fiyatla daha düşük kalitede bir malın satılmasını ifade ederken, shrinkflasyon ise ürün gramajında düşüş yaşanmasına rağmen fiyatın aynı kalması durumunu ifade etmektedir.

TÜİK tarafından hesaplanan hissedilen enflasyon oranlarının, açıklanan enflasyon oranının iki katı olduğu iddiaları gündeme gelmiştir. TÜİK’in tarafsız ve şeffaf bir şekilde verilerini paylaşması gerektiği vurgulanmıştır. Enflasyonla mücadelede gerçek sorunun kabul edilmesi ve yapısal reformları hayata geçirmenin önemli olduğu belirtilmiştir.

Sonuç olarak, enflasyonla başarılı bir şekilde mücadele edebilmek için gerçek enflasyonun kabul edilmesi ve açıklanması, para ve maliye politikalarının yapısal reformlarla birlikte uygulanması gerekmektedir. Aksi takdirde, sadece faiz artırımı veya dolaylı vergi yükseltmek gibi tedbirlerle enflasyon düşürülemez.