Dr. Kenneth Stubbs, Natchez’te 40 yıl boyunca tıp pratiği yaptıktan sonra Şubat ayında emekli olan bir doktor, sağlık hizmetlerinin Amerika’da kurumsallaşmasıyla ilgili endişelerini dile getiriyor. Stubbs’a göre, sağlık hizmetlerindeki gücü bulmak için parayı takip etmek gerekiyor. Kendi ifadesine göre, 1982 yılında tıp pratiğine başladığından beri en büyük değişiklik, parayı kontrol eden kişilerin sürekli müdahalesidir. Medicaid veya Medicare tarafından korunan Amerikalıların yüzde 50’si
Devamını okumak için https://www.natchezdemocrat.com/2024/03/23/stubbs-the-health-power/'a göz atabilirsiniz.
Konusunda uzman bir doktor olan Kenneth Stubbs, Amerika’daki sağlık hizmetlerinin kurumsallaşmasına dair endişelerini dile getiriyor. 1982’den bu yana tıp pratiği yapan Stubbs’a göre, sağlık sektöründe değişimi belirleyen etken parayı takip etmek ve bu alandaki gücü bulmaktır. Medicaid ve Medicare gibi kuruluşların Amerikalıların yüzde 50’sini kapsamasıyla birlikte hükümet ve büyük sigorta şirketlerinin daha fazla kontrol sahibi olduğunu belirtiyor. Hastaneler, hükümetin belirlediği trendlere uyum sağlayarak verimliliklerini artırmak zorunda kaldığına dikkat çekiyor.
Sigorta şirketlerinin sürekli müdahalesi nedeniyle tıp uygulamalarının normal akışının bozulduğunu ifade eden Stubbs, sağlık hizmetlerinin kurumsallaşmasının getirdiği baş ağrıları ve kısıtlamaları vurguluyor. Günümüzde artan oranda sağlık personeli yerine iş yüklerinin azalmasını isteyen sigortacıların taleplerine karşı çıkıyor ve bu nedenle sahip olduğu iş modelini korumaya devam ediyor. Stubbs’a göre, genç doktorlar artık daha çok şirketlerin prensipleri doğrultusunda yetiştiriliyor ve kendi fikirlerini ifade etme özgürlükleri kısıtlanıyor.
Tıp uygulamalarının sigortasız gerçekleştiği kendi pratiği için Stubbs, hastalarının yıllık ihtiyaçlarına bağlı olarak sabit bir ücret ödediklerini ve bu durumun hasta-doctor ilişkisinin artarak devam etmesini sağladığını ifade ediyor. Kariyeri boyunca doktorluğu bir iş değil bir hizmet olarak görmüş olan Stubbs, sağlık hizmetlerinin kişisel dokunuşunu kaybetmesine dikkat çekiyor ve sağlık hizmetlerinde insan faktörünün önemini vurguluyor. Doktorların giderek birer işgücü olarak görülmesinden ve sağlık hizmetlerinin kurumsallaşmasından duyduğu endişeyi dile getiriyor. Bu nedenle, her geçen gün daha fazla aşamadan geçen sağlık hizmetlerinin, dikkat çekici gelişmeler yaşansa da insan odaklı bir yaklaşımdan uzaklaştığını ve doktorların giderek birer meta olarak görüldüğünü belirtiyor.
