Son aylarda, Netflix canlı spor yayınlarına girmeye başladı. Şirket son zamanlarda golf ve tenis gibi sergileri yayınladı ve 20 Temmuz’da Mike Tyson ve Jake Paul arasındaki maçı yayınlayacak. Gelecek yıldan itibaren Netflix, “Raw” adlı Dünya Güreş Eğlencesi’nin bayrak gemisi gösterisini yayınlamaya başlayacak. Son zamanlarda Netflix’in canlı sporlara olan ilgisi, canlı spor hakları konusunda büyük bir oyuncu olma yolunda bir öncü mü oalcagı konusunda spekülasyonlara neden oldu. Ancak, başka bir haklar için rekabetçi olmak kesinlikle memnuniyetle karşılanacaktır, ancak yakın zamanda gerçekleşmesi muhtemel değil.
Netflix, Formula 1 sürücülerinin PGA golfçüleri ile eşleştiği ve Rafael Nadal ile Carlos Alcaraz arasında düzenlenen tenis maçlarının olduğu turnuvadan öğüt vermek için başlıyor. Netflix Cup, “Drive to Survive” ve “Full Swing” gibi belgesellerden ünlü figürleri bir araya getirirken, Netflix Slam ise “Point Break” için düzenlendi. Netflix, Alcaraz hakkında bir belgesel dizisi hazırlamaktadır.
Gabe Spitzer, Netflix’in belgesel sporlar başkan yardımcısı, son röportajlarında her lig ve takım ile görüştüklerini ancak genellikle dizi ve belgeseller üzerine konuştuklarını belirtmiştir. Netflix, en iyi spor liglerine odaklanmadan programlar oluşturabileceğini kanıtladı. “Receiver” adlı yeni bir NFL serisi, beş geniş alıcıyı son sezon boyunca takip etmiştir ve geçen yılın “Quarterback” serisi Netflix’in en iyi 10 serisinden biri olmuştur. Netflix, Boston Red Sox ile bir proje üzerinde çalışıyor ve FIFA erkek ve kadın dünya kupalarına odaklanan çeşitli seriler geliştirdi.
Netflix ve Apple’ın canlı spor stratejileri benzerdir. Netflix, ABD dışında haklara sahip olacaksa teklif yapmaya hazırdır. Netflix’in WWE anlaşması, şirkete ABD, Kanada, İngiltere ve Latin Amerika’da Raw’ı yayınlama hakkı verir. Netflix, diğer ülkelerle de sözleşmelerin süresi dolduğunda tüm WWE şovlarını ve özel canlı etkinliklerini taşıyan taşıyıcı olur.
Netflix, son duyurularında 190’dan fazla ülkede 260 milyon ücretli aboneye sahip olduğunu belirtti. Bu nedenle, Netflix’in birkaç ay sonra müzakerelere başladığında NBA paketi üzerinde teklif vererek veya ESPN’nin haklarının yenilenmesi noktasında UFC’ye teklif vererek ülke dışında hakların peşine düşmesi muhtemel değildir. Jim Lampley, Paul-Tyson maçının Netflix’te daha fazla etkinlik anlamına gelip gelmeyeceğini merakla beklediğini belirtiyor. Kishner ise, Netflix’in etki alanını genişleteceğine inanıyor.
Lampley, ilk izleniminin olumsuz olduğunu söylüyor. Netflix’in canlı sporların kenarlarında gezindiğini ancak bu durumun çok popüler olacağını düşündüğünü belirtiyor. Sonuç olarak, Netflix’in canlı spor yayınları ve belgeselleri için kullanımını etkili bir şekilde sürdürdüğü ve endüstride belirleyici bir rol oynayabileceği ortaya çıkıyor.
