Kürek şeklinde bir fileto mignonu kaplayan ve altın renginde pişirilmiş harika bir et yemeği olan Gordon Ramsay’in imza yemeği “Beef Wellington” artık birkaç cümlelik bir anlatı ile hafife alınacak bir yemek değil, aynı zamanda dünyaca ünlü bir şefin zenginliğini de temsil ediyor. Tıpkı Forbes’un 2020’de kazancını 70 milyon dolar olarak rapor ettiği gibi.
Alain Ducasse, doğruluğundan hiç şüphe edilmeyen bir şef olarak Fransız mutfağını modernize etmek ve yükseltmek için yıllarını harcamıştır. Onun imza yemeği basitlik ve tazelik ile yapılan mevsimlik sebzelerle dolu olan “Sebze Tenceresi”. Bu yemek hem çocukluk çağlarının, hem de tarımın zarifliğini yansıtmaktadır.
Kuzey İrlandalı şef Clare Smyth, tarım kökenli bir ailenin çocuğu olarak, imza yemeği olan “Patates ve Roe”yi kendi yetiştirdiği malzemelerle şekillendirmiştir. Bu yemek, simgelerin zengin bir şekilde sunulmasının yanı sıra kraliyet ailesine bile şaşırılacak bir şekilde etkileyici tad sunabilen tazelik ve yenilikle oyulmuş yumuşak, lezzetli bir top yaratır.
Fransız mutfağıyla ünlü Anne-Sophie Pic, yine de en zengin birkaç şefi içeren Fransız gazete Le Figaro’nun 2007’de kendi adı verilen restoranının 3 Michelin yıldızını yeniden kazanarak sıralamadaki tek kadın olmuştur. Yemeklerinde yer alan en çekici özelliklerden biri tatlı ve ekşi bir lezzete sahip olup dünya mutfağına çeşitlilik kazandırmasıdır.
Son olarak, İtalyan mutfağının klasik lezzetleri ile tanınan Massimo Bottura’nın ünlü olduğu pasta bulguru hafifçe fırınlanmış ve dolgulu yenebilen berlingots’tur. Bu günümüzde, artık yemek yapımında daha duyarlı bir yolculuğa adanmıştır.
