25 Yıl Sonra NATO’nun Müdahalesi: Sırbistan, Kosova ve Ukrayna Savaşı

NATO, 25 yıl önce, Kosova’nın Sırbistan’ın eski Yugoslavya’daki bir eyaleti olduğu dönemde Sırp güçlerin Kosovalı Arnavutlar üzerinde etnik temizlik yapmasını durdurmak amacıyla bir hava kampanyası başlattı. Bu tür bir ilk insani müdahaleydı ve Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde gerçekleştirildi. Müdahale, Sırp lider Slobodan Milosevic’in, Kosova’ya geçici geniş bir özerklik anlaşması imzalamayı reddetmesinin ardından başladı. Hava kampanyası 10 Haziran 1999’a kadar 78 gün sürdü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi müdahaleyi desteklemedi ve eleştirmenler bunun uluslararası hukukun ihlali olduğunu söylüyorlar.

Emekli General Wesley Clark, NATO Komutanı olarak hava kampanyasını yöneten kişi, bu olayları ve sonuçlarını değerlendirirken, VOA’ya yaptığı açıklamada, ittifakın o operasyonla gerçekleştirdiği başarıdan gurur duyduğunu belirtti. Bölgedeki durumun hala kabul edilemez olduğunu ve Sırbistan’ın Kosova’nın bağımsızlığını tanımadığını belirtti. Ukrayna’ya karşı Rusya’nın saldırganlığı ışığında, Clark, Kosova ve Sırbistan arasında bir normalleşme için yenilenmiş bir Batı itişinin, Moskova ile Kiev arasında ne olursa olsun çok yakından ilişkili olduğunu söylüyor.

Genel Wesley Clark’a yapılan röportaj, netlik ve kısalık için düzenlenmiştir. Clark, NATO müdahalesi ile ilgili olarak Balkanlar’daki etnik temizliği sona erdirmek amacıyla alınan aksiyondan gurur duyduğunu ve NATO’nun, etnik temizliği durdurmanın amacına ulaşırken, en az müdahaleyle, masum sivilleri zarar görmekten kaçınmak için tedbirler aldığını belirtiyor. Clark’a göre, Sırp kuvvetleri kampanyanın sonunda Kosova’yı terk etmek zorunda kaldı. Ancak, bölgedeki durum hala kabul edilemez. Sırbistan’ın Kosova’nın bağımsızlığını tanımaması ve halen Kosova’nın içine müdahale etmesi, bölgede siyasi baskıları ve gerilimleri arttırıyor.

Clark, ABD ve Kosova arasındaki ilişkilerin zor bir dönemde olduğunu belirtiyor. Bu durumun Rusya’nın Ukrayna’daki eylemleri ile daha da karmaşık hale geldiğini vurguluyor. İki ülkenin ortak bir zeminde ilerlemesi gerektiğini ancak Sırbistan’ın Kosova’nın bağımsızlığını kabul etmediğini ve bölgedeki gerilimlerin hala devam ettiğini ifade ediyor. Clark, Rusya’nın Balkanlar’da ayrılık ve kaos yaratma çabası nedeniyle, ABD ve genel olarak Batı’nın, Ukrayna ve Rusya arasındaki sorunu ele alana kadar Balkanlar’daki çalışmaların meyve veremeyeceğini belirtiyor.

Sonuç olarak, Clark, Kosova ve Sırbistan arasındaki sürecin devam etmesi gerektiğini ve diyalogun sürmesinin önemli olduğunu belirtiyor. Ancak, Rusya-Ukrayna çatışmasının sonucuna bağlı olduğunu, bu nedenle bu konuda bir çözüm beklememek gerektiğini belirtiyor. Her iki ülke arasındaki tarihî husumetin iki ulusun ayrılmasıyla sonuçlanabileceğini ve şimdi bu iki ülkenin vatandaşları için ekonomik açıdan birlikte çalışma yolları bulmaları gerektiğini belirtiyor. Bu zor bir süreç olacak ancak doğal bir şekilde ilerlemesi gerektiğini ifade ediyor.